20 Temmuz 2010 Salı

GREENPEACE


Merhaba,

Uzun bir süredir yazmadığımın farkındayım ama bundan sonra daha sık yazacağıma söz veriyorum. Ben Duygu, Evet blog'umu bayadır ihmal ediyorum. Gelelim uzun zaman aradan sonra yazmak istediğim ilk konuya.

Greenpeace'in sosyal medya kullanımı !!! Bence geri dönüş için seçilebilecek en güzel konulardan bir tanesi. Greenpeace ve duyarlı insanlar sosyal medyanın gücünü keşfettiler ve markalara artık sadece bilgisayarlarının başında doğruyu gösterebiliyorlar. Sizce de bu harika olduğu kadar markalar açısından korkutucu değil mi?

Birçok marka mutsuz müşterilerin sosyal medyada yarattıkları etkiyle uğraşamakta zorlanırken şimdi birde Greenpeace gibi organize olmuş birimlerle de başa çıkmak zorundalar. Ve bu birimler sosyal medyayı gerçekten çok iyi kullanıyorlar!!

Offline dünyada organize olma konusunda gerçekten başarılı olan Greenpeace online dünyada da bu başarısını devam ettireceğini geçtiğimiz aylarda hepimize kanıtladı. Mart ayında Nestle ve orangutan davasındaki yakaladığı başarı BP ile devam etti.

Benim düşüncemi soracak olursanız.. Günümüzde offline hareket etmeye üşenen fakat duyarlı insanlar Greenpeace'in online aktiviteleri gibi aktivitelerle harekete geçebilecekler ve bir çok yanlışı düzeltme yaptırımına sahip olacaklar.

Unutmayalım ki yapılan her offline aktivitenin online bir yansıması mutlaka vardır. Şimdi ise offline bir harekete ihtiyaç yok.. Protesto gücünüz sosyal medya gücünüze eşit :) Eyvah eyvah!!! Bence şirketler sosyal medya ekiplerini bir an önce oluşturmaya başlamalılar...




15 Ocak 2010 Cuma

şahsına fazla münhasır bir yazı

Çok düşündüğüm bir cuma bugün.. karanlık bir cuma hoşuma gitmeyen.. Bilgisayarda Jackie's strength çalıyor 20. kez. Geri geliyor bazı acılar.. onlar bitiyor yenileri oluşuyor. sonra çocukluğu düşünüyorum bir yerde bir yanlış yaptım ama nerde. neye bağımlıyızki bu kadar. Kızıyorum ve senin tanımayan o kız olmak istiyorum.
Aşk falanda yazdırmıyor bu blog postu normalin dışında içeriğe sahip olan bu yazıyı. Saat kaç olmuş cam açık hava soğuk sigara çok.. sadece düşünüyorum.. geçici olarak verilen rahatsızlıklar kalıcı kötü anılara ne zaman dönüştü. Sıkılıyorum. Çocukkende böyleydim ben şahsına fazla münhasır.. Doktor'da gidiyor. Zaten o çoktan gitmişti..
Aynı isme sahip olanlar aynı karakterede sahip olabilirlermiş bunuda bugün öğrendim. Sanırım kelimesini ne çok kullanıyorum bu aralar. Net olamadığım ve kararsızlığım kelimelere ne çok yansıyor. Sıkıldım sadece ÇOK SIKILDIM.

var gibi olmasınlar var olsunlar yok gibi olmasınlar yok olsunlar

SADECE VE SADECE NET OLSUNLAR

Tori beni çağırıyor.. belki daha sonra Harvey'de gelir

Bernard biz nerde yanlış yaptık wilde'a sorsana bi

7 Ocak 2010 Perşembe

GÜZEL HEDİYE

Saat 11 gibi çok güzel bir kutucuk geldi... İçerisinde çok şık bir tasarıma sahip olan Mariachi Black vardı. Şişeyi saklama isteği ile açıp içme isteği arasında gidip gelmekteyim :):)

Özel olarak üretilen yepyeni ‘Party Edition’ şişeleri, Mariachi Black’in tutkulu ve ateşli Latin dünyasında farklı, özel ve şık hissedeceğimiz bir dünyaya bizi davet ediyor. En eğlenceli partilerin ve en hit mekanların gözdesi olacak yeni Mariachi Black Party Edition şişeleri, gece hayatının sıkı takipçilerinin en “in” mekanlarına renk katıyor.

29 Aralık 2009 Salı

YIKICI VE YAPICI UTANÇ - AHMET TULGAR

Rahatsız edici, acıtıcı ve yakıcı ama hepsinden önemlisi müthiş yalnızlaştırıcı, insanı kendi kendiyle baş başa bırakıcı etkisine rağmen utanç, son derece toplumsal yaşanan bir duygu aynı zamanda. Bir iletişim hali. Toplumla birey arasında.
Bireyin karşısındaki toplum “utandırdıktan” sonra sahneden çekilse de, utandırarak yalnızlaştırdığı bireyi kendisiyle baş başa bırakıp çekse gitse de, bıraktığı utanç etkisiyle yalnızlaştırılmış bireyin dünyasındaki hâkimiyetini sürdürür. Bu haliyle birey açısından baskıcı bir duygu olmasına rağmen, utanç, aynı zamanda toplumsallaştırıcıdır da. Yine birey açısından. Ayıplama, dışlama gibi eylemlerle bireye yüklense de nihayetinde eleştiridir, eleştireldir ve bireye içselleşerek sürer utanç. Yüklenir ve yüklendiği yerden içselleşir. Bu aşamadan sonra özeleştirel olma olasılığı da yüksektir. Ya da toplumsal eleştirel. Yani utanç içindeki birey kendisini de sorgulayabilir, kendisini utandıran kodları da. Her halükarda eleştirel ve hatta düşünsel bir süreç.
Toplumun bireye tahakkümü olarak da dayatılabilir utanç, toplumsal uzlaşımların korunmasına, birey tarafından pervasızca çiğnenmesinin engellenmesine de hizmet edebilir. Birey ya uzlaşır ya da isyan eder. Ya o değişir ya toplum. En azından toplumu değiştirmeye çalışır. Her halükarda işlevseldir yani utanç. Toplumsal uzlaşım ve gelişmede.
Utanç kendisini ortadan kaldırarak işlevini yerine getirir. Utanan, utandırılan birey ya kendisini değiştirir utançtan kurtulmak için ya da utandırılmasına dayanak teşkil eden değerleri, kodeksi. Utanç ortaya çıktığında bireyi bir an için hareketsiz, eylemsiz kılsa da, bir süre sonra kendisini ortadan kaldırmak için kaldırması için bireyi harekete geçirir. Utancın süresi eylemsizlik anıyla eyleme geçiş anı arasındaki zaman kadardır.
Utanç yüz kızarması, terleme gibi bariz fiziksel etkilere neden olacak kadar şiddetli duygusal süreçlere yol açsa da doğrudan akılla ilgilidir. Sürüp süremeyeceğine akıl yolu ile karar verir utanç içerisindeki birey. Muhakeme eder, ya kendisini ya da toplumu yargılar. Utanç öznel bir hukuk süreci başlatır. Hissedildiği anda.
Utandırmaya karar veren toplumsal hukuk önceden belirlenmişken, utanan bireyin muhakeme ve hukuk süreci yeni başlamıştır. Utanç verili hukuku da onaylayabilir, yeni bir hukuk da üretebilir. Her halükarda utanç hukukun sağlanmasına yol açmıştır.
Utanç bir baskı aracıdır, evet. Ama toplumla bireyin bu “koparak süren iletişimi”inde, utandırma-utanma ilişkisinde bu baskı, olumsuz olduğu kadar olumlu bir baskı da olabilir.
Yani utanç önü sonu sorunlu bir duygu, duygulanım. Olumsuzluktan olumluluk üretme potansiyeli yüksek bir durum.
Tarifine kötü başlayıp iyi bitirmek zorunda kaldığımız bir süreç. İyi bitmesinden hoşnut kaldığımız bir süreç.
Bireysel etkileri kadar, toplumsal etkilerini de, toplumsal yaşama etkilerini de gözden kaçırmamamız gereken, hatta bundan, bu etkilerden daha fazla hoşnut kalmamız, daha fazla umutlanmamız gereken bir süreç utandırma-utanma süreci.
Tarih birazda utançla gelişiyor. Biraz da değil epey.
Daha iyi bir dünya umudunu insanın utanma potansiyeli, yetisi yaşatıyor biraz da. Biraz da değil epey.
Katliam anıtlarının önünde diz çöktüren utanç aynı zamanda nasıl büyük bir fazilete işaret eder. Geçmişi unutturmadan geçmişten koparan gücüyle utanç mazlumların nasıl da büyük bir dayanağıdır. Umududur.
Geleceğin kapısından içeri utanmadan, utanca bürünmeden girmek mümkün müdür? Üzerimizdeki utanç pelerininden kurtulmak için, geleceğin esintisine bırakmıyor muyuz kendimizi?
Bugün dünyanın utanca ihtiyacı her zamankinden daha fazla.Bügün dünyanın utandırmaya ihtiyacı her zamankinden daha fazla.
Devasa savaş makinelerinin kıydığı insanlar…
Dünyayı bir azınlığın müstemlekesi yapan bir ekonomi…
Çocuğunu bombalardan kurtaramayan bir baba ya da annenin…
Çocuğuna istediği oyuncağı ya da dondurmayı alamayan bir baba ya da bir annenin hissettiğini utanç olarak algılamamasına neden olan küresel utanmazlık.
Oysa artık bizi bir tek şey utandırmalıdır…Utandıramamak.

16 Kasım 2009 Pazartesi

FOSBUK

Türkiye’nin en eğlenceli ve tasasız birası Foster’s, Türkiye’nin ilk çizgi blog (karikatür) sitesi http://www.fosbuk.com/ ile yaratıcılığınızı kullanarak esprilerinizi karikatürlere dönüştürmenizi sağlıyor!

“Ama ben çizemem ki!” demeye gerek kalmadan, herkes
http://www.fosbuk.com/’daki hazır karakter ve ikonlarla kendi karikatürlerini oluşturabiliyor. Esprilerini hayata geçirmek için can atan fosbukçular, kendi karikatürleriyle, kendi kahramanlarıyla ve kendi hikayeleri ile karikatürist olup hazırladıkları birbirinden eğlenceli “fos”ları Facebook’da herkesle paylaşarak güldürmenin keyfini çıkarıyor!

Dileyenler
http://www.fosbuk.com/’a üye olmadan “fos”layabilecekleri gibi; üye olan fosbukçular “fos”larını sosyal ağlarda paylaşıp, Türkiye’nin en yaratıcı ve komik “Fos Bloglar”ını takip edebiliyor, yeni takipçiler edinebiliyor ve oylayabiliyor!

Anlatacak bir hikayesi olan ve kendi kahramanlarına hayat vermek isteyen herkes, gençlerin ve kendini genç hissedenlerin birası Foster’s’ın sunduğu
http://www.fosbuk.com/’da bekleniyor!

9 Kasım 2009 Pazartesi

MILLER MUSIC FACTORY

Müziğin, eğlencenin ve yeniliklerin vazgeçilmez markası Miller tarafından bu yıl 6. kez düzenlenecek olan Miller Music Factory’ye başvurular tüm heyecanı ile başladı! Miller’in yeni yetenekleri keşfetmek için düzenlediği müzik yarışmasına başvurular “http://www.millermusicworld.com/” internet sitesi üzerinden yapılıyor.
Birbirinden ünlü jüri üyeleri ile de dikkat çeken Miller Music Factory’ye başvurular 31 Aralık Perşembe günü son bulacak. Türkiye’de müzikle uğraşan amatörler için kariyerlerinde dönüm noktası sayılan, müzik dahilerini belirlemek, genç yetenekleri keşfetmek ve alternatif müzik kültürünü desteklemek amacı ile gerçekleştirilen Miller Music Factory yarışması, araştırmalarda genç yeteneklerin “En çok güvendiği yarışma” olarak tanımlanıyor. Her yıl rekor sayıda başvuru ile dikkat çeken Miller Music Factory’ye katılım ile ilgili bilgiler http://www.millermusicworld.com takip edilebiliyor.
6. kez düzenlenecek olan Miller Music Factory’nin kazananları 30 Ocak 2010’da gerçekleşecek olan muhteşem final gecesi ile belli olacak. Yarışma jüri üyeleri arasında Ali Şahinbaş, Mehmet Tez, Kaan Sezyum, Murat Abbas ve Funky C gibi Türkiye’de müzik adına çok önemli isimler de var.

4 Kasım 2009 Çarşamba

MARIACHI MOODMAKER

Yaz ayları boyunca sahillerde “Mariachi Moodmaker” ekipleri ile dikkatleri çeken tutkulu Latin Mariachi, eğlenceyi sevenleri şehirde de yalnız bırakmıyor! Mariachi, siz ayaküstü sohbetçileri kapı önlerinde yakalayarak 4 Latin karakterinden hangisine uyduğunuzu belirliyor ve sizleri keyifli bir atmosferin içine çekiyor. “Mariachi Moodmaker” ekibinin geceleri mekanlarda şişenizin boynuna asacağı Mariachi şapkasının rengiyle yalnız mı dans ediyorsunuz yoksa hayatınızın aşkı ile mi beraber olduğunuzu paylaşma şansını yakalıyorsunuz.
Mariachi’sini bile iki pipetle alan ve sadece eşleriyle shot yapan “Don Domestiko”lar kırmızı şapkaları ile evli olduklarını anlatırken, shotlarını tek tek içen “Don Free-o”lar yeşil şapkalarıyla bekar olduklarını ilan edecekler. Sevgililerinin ışın kılıcından korkan “Don Rezervo”ları sarı şapkalarından , yaz aşklarını silip yeni aşklar için shot yapan “Don Restarto”ları ise siyah şapkalarından tanıyacaksınız!

Mariachi hakkında birazcık bilgi :) :
Mariachi; Anadolu Efes’in 39 yıllık tecrübesi ve uzmanlığı ile ürettiği ilk aromalı bira. Agav bitkisi ve limon aromasını biraraya getiren Mariachi; kolay içimi, ferahlatıcı özelliği, Latin esintisi ve sürprizlere açık dünyası ile eğlence hayatının ve farklı olmayı sevenlerin, vazgeçilmez içeceği! Seksi yuvarlak hatları ve cam üzerine baskılı özel tasarım şişesi ile Mariachi, bira ve tekila aroması birlikteliğini; yaşam sevinci, tutku, özgürlük ve eğlence olarak yansıtıyor.

Mariachi Black
Tekilanın ana maddesi olan agav & limon aromasını birleştiren Mariachi Black, kolay içimi, özgün tadı, çarpıcı ambalajı ile, eğlence ve gece hayatında farklı tatlar arayanların yepyeni tutkusu oldu. Farklı deneyimler yaşamak isteyenlere pipetle içmelerini tavsiye ettiğimiz Mariachi Black, % 6,0 alkol oranıyla latin ateşini içinizde hissettirecek.