28 Nisan 2009 Salı

SOSYAL MEDYANIN GELECEĞİ (1)

İnsanlar her zaman birbirleri ile iletişim içerisindeler ve etmeye de devam edecekler. Sosyal medyaya adapte olan tüketicilerin sayısı hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu hız bazen bana ileride ne olacak sorusunu korku dolu bir şekilde sordurmuyor değil. Sosyal medyanın geleceğini düşünmek çok zevkli ve heyecanlı. Çünkü gelecek aslında bugünde saklı. Aslına bakarsanız sosyal medya deneyimi her araçta bağımsızdır çünkü tüketiciler her sosyal ağda farklı bir kimliğe bürünürler. Bu farklı kimlikler sosyal deneyimde kopukluk yaratmaktadır. Yakında taşınabilir kimlik sağlayan teknolojiler tüketicilerin yaratmış oldukları bu kimlikleri beraberlerinde diğer sosyal ağlara taşıma olanağı sağlayacaklar. Sosyal medya deneyimi bir çok siteden fakat bir deneyimden oluşacak. Bu taşanabilirlik pazarlama, e-ticaret, CRM ve reklam sektörlerinde bir dönüşüm sağlaması beklenmektedir. Kimlik taşıma bu değişimin sadece başlangıcı, daha sonra Web bir çok farklı sosyal siteyi içeren fakat herkes tarafından paylaşılan sosyal deneyimler oluşmaya başlayacak. Bu oluşumlar tavsiyenin gücünü daha da artırarak online diyalogları prime time haline getireceklerdir. Tüketiciler online kararlar alırken çevrelerinin görüşlerini daha çok dikkate almaya başlayacaklar. Sosyal olarak birbirlerine bağlı olan tüketiceler sosyal ağları güçlendirecek ve gücü markalardan ve CRM sistemlerinden uzaklaştıracaktır. Markalar tüketicilerin bu adaptasyon sürecini takip etmeleri bir seçenek olmaktan çıkıp bir zorunluluğa dönüşecektir.

Sosyal Web’in 5 çağı
1) Sosyal İlişkiler Çağı: İnsanlar birbirleri ile iletişimde ve içerik paylaşımı var.
2) Sosyal İşlevselllik Çağı: Sosyal ağlar operasyon sistemleri haline geldi.
3) Sosyal Kolonizasyon Çağı: Her deneyim artık sosyalleşebilir
4) Sosyal İçerik Çağı: Bireyselleştirilmiş ve doğru içerik
5) Sosyal Ticaret Çağı: Gelecekte oluşacak olan ürün ve hizmetleri sosyal topluluklar belirliyor.

16 Nisan 2009 Perşembe

SOSYAL MEDYA KATEGORİLERİMİZ

Bugün Chris Miller’ın Sosyal Medya’yı kullanan insan kategorilerini anlatan harika bir yazısını okudum. Chris Miller’ın yazısında belirttiği kategorileri sizinle de paylaşmak isterim. Bence tanımlar çok net hatta şöyle bir çevreme baktığımda hepsini kişilerle özleştirebiliyorum.

Sinker: Sosyal Medya hakkında yaratılmış heyecanı anlamayan ve onlara hiç bir faydası olmadığını düşünen grup. Bu grup sosyal medya araçları ile ilgili her habere kendilerini kapatmışlardır. Bu insanlar en başlarda e-mail’dan da hoşlanmayan insanlardı. Bu kitlenin bir kısmı daha sonra Treadera dönüşmektedirler.

Treader: Ailelerinin ve arkadaşlarının ricaları ve istekleri doğrultusunda sosyal medya araçlarında yerlerini almış insanlardır. Kullanılan araçları tam olarak anlamayan ve anlamadıkları için şikayetçi olan bu kitle sinker’a dönüşmezse hafif bir swimmer olabilir.

Swimmer: Bu kitle sosyal medya araçlarını kullanabiliyor olmaktan gurur duyar. Araçları kullanırlar ve hatta bu araçları bazen birbirlerine entegre ederler. Aktif kullanıcı olan bu kişiler diğer grupların neden sosyal medyayı kullanmadıklarını anlamakta zorluk çekerler. Sosyal medya konusunda uzmanlaşmaya başlayan bu grup diğer kişilere yardım ederek Lifeguard pozisyonuna geçerler.

Lifeguard: Sevdikleri sosyal araç ya da ağı koruyan ve kollayan gruptur. Yeni gelenlere adaptasyon sürecinde yardımcı olurlar. Yeni araçlara, bilgisayarlarına zarar vereceğini düşündükleri için ön yargı ile yaklaşan swimmerlara güven verirler. Bunlardan bir kısmı yardım seviyesini arttırarak instructor konumuna yükselirler.

Instructor: Bu grup sosyal medya ve araçlar konusunda uzmandırlar ve “master” olarak adlandırılırlar. Açıklamaya ve öğretmeye açık olan bu grup her zaman onlinedır ve bir yerlerde mutlaka birilerine yardımcı oluyorlardır.

13 Nisan 2009 Pazartesi

YAZAR OKUYUCU KARMAŞASI

Bu aralar sosyal medya konusuyla çok yakından ilgiliyim. Sosyal medya tam olarak nedir ve nasıl maksimum şekilde kullanılabilir. Hangi kampanyalarda hangi araçlar kullanılmış. Bu kampanyalar Türkiye’de yapılsaydı nasıl bir uygulama ve nasıl bir etki yaratırdı. Tüketici alışkanlıkları adaptasyonu süreci nasıl olurdu. Sosyal medyayı klasik olarak tanımlarsak gerekirse sosyal medya toplumdaki diğer insanlarla bilgi paylaşımına yarayan tüm araçlardır diyebiliriz .Benim konumlandırmama göre ise durum biraz daha farklı bana göre okuyucu ve yazar birbirleri ile aynılar. Bu ikisinin tek farkı birinin binanın üçüncü katında bulunuyor olması diğerinin ise yoldadan geçiyor olması. Aynı özelliklere sahip olan bu insanların statü olarak farklarıda yok. Üçüncü katta bulun yoldan yürüyen adama oranla daha fazla ileriyi görebiliyor ve bunu yolda yürüyen adama aktarıyor. Sadece bilgi transferi. Herkesin rolleri her an değişebiliyor. Üçüncü katta bulunan yolda yürümeye başlayabiliyor. Yazar olan aynı zamanda çok aktif bir okuyucu olabiliyor. Bu kadar değişkenlik arasında bazen aynı bilgiler aktarılabiliyor yolda yürüyenlere fakat bu bilgiler her aktarıldıklarında içlerine birer parça yorum ve insight katılıyor. Var olan içerik birazda genel bir kavramla anlatırsak pişiyor. Mesela aynı konuları farklı farklı bloglarda okursanız kampanyanın her yönünü daha net görebilirsiniz. Sizin de sosyal medya tanımınızı çok merak ediyorum. Benimle paylaşırsanız çok sevinirim.

12 Nisan 2009 Pazar

SOSYAL MEDYA UZMANI OLMAK

Şirketler sosyal medyanın gücünü yeni yeni kavramaya başladılar. Belki bu hepimizin hemen hemen hergün duyduğu bir cümle. Ama hayatında acımasız bir gerçeği JBen bu yazımda işin birazda ik ayağına değinmek istiyorum. Sosyal medya bu kadar önemli ise danışmanları ve bilirkişileri de bir o kadar önemlidir. Mesela bir “Sosyal Medya” danışmanı ile çalışmaya başlayacaksınız dikkat edeceğiniz özelliklere dikkat ettiniz. Ve sonun da karar verme aşamasına geldiğinizde 2 aday arasında kaldınız. Hangisini tercih edersiniz? Kocaman bir müşteri portföyü olanımı yoksa henüz bir müşteri portföyü olmayanı mı?Bence müşteri portföyü o kadar da önemli değil. Neden diye soracak olursanız az bir müşteri sayısı fakat çalışan bir sosyal ağlar her zaman çok müşteri ve günde ortalama 29 ziyaretçiden çok daha iyidir. İyi bir trafik haftada ortalama 4 post ve her bir posta gelen en az 5 yorumdur. Ziyaretçi sayısına da ortalama 500 dersek daha ne isteriz. Kalabalık oluşturmaktansa odaklanmış olmak daha etkili olacaktır. İyi bir danışman demek müşteri portföyü demek değildir. İnanıyorumki bir çok sosyal medyayı bilen insan “fiyakalı” bir müşteri portföyü olmadığı için ciddiye bile alınmıyor. Bunun değişmesi gerekir ama günümüz “its not important what you know, whats important is who you know” mantalitesi pek değişmeye yanaşmıyor. Haftaya böyle bir düşünceyle başlamak hoşuma gitmedi ama insan düşünmeden de duramıyor.